Şiir Terapisi

Psikolojik Sağlamlık

Koşullar değiştiğinde psikolojik sağlamlığın formu da değişiyor.Yataktan kalkamayacak kadar üzgün ve enerjisiz hisseden birinin kendinde güç bulup sadece yataktan çıkması bile psikolojik sağlamlıktır. Ertesi gün kahvaltı yapması, ertesi hafta neşelenmek için kendine iyi gelecek şeyleri düşünmeye başlaması da psikolojik sağlamlıktır. Çok büyük hedefler değil, o an yapamadığın bir sonraki şeyi yapabilecek gücü bulmaktır psikolojik sağlamlık. Bazen sadece desteğe ihtiyacın olduğunu söyleyebilmektir. Bazen ağlayabilmek bazen ağladıktan sonra toparlanabilmektir.

Ergenlik, Ebeveynlik ve Kimlik Gelişmi Üzerine

Erikson’a göre ergenlikte kişinin sağlıklı bir kimlik kazanımı yaşayabilmesi için, farklı ortamlara girmesi, değişik deneyimler elde etmesi, farklı arka planlardan gelen kişilerle muhatap olması, kısacası farklı roller üstlenip bunları güvenli ortamlarda deneyimleyerek kendi kimliğini oluşturması gerekir. Ergen farklı kimlikleri yeterince deneyimleyemezse ortaya çıkan kimlik kazanımı çok da sağlıklı olmayabilir.

Biz Artık Bebek İstiyoruz!

Oral Dönem’e Kısa Bir Bakış

Oral Dönem, Abraham’a göre ikiye ayrılmaktadır. Bunlardan ilki pasif pozisyondaki oral karakterlerdir. Bu bireyler öteki nesneye karşı bir beklenti hissetmektedir. Buna örnek olarak sorumluluk almayıp hizmet bekleyen bireyler gösterilebilmektedir. Diğer oral karakter tipleri, sürekli olarak öteki nesneden destek ve onay alma ihtiyacı içindedir. Bunun altında yatan bir etken ötekinin orada olup olmadığında dair bir test uygulamaktır. Bunun için kişiler kendisi ötekine bir şeyler vererek karşılığını alıp alamayacaklarına görmek istemektedir.

Ayrılma Bireyselleşme

Mahler’e göre çocuk iyi anneyle vakit geçirmek isteyip kötü anneyi dışarıda bıraktığında anneyi bölmüş ve kötü algıladığı bir dış dünyayı da kendisinden uzaklaştırmış olmaktadır. Fakat bölünme baş edilemediğinde duygu ve psişik yapı sürekliliğinde aksama meydana gelmektedir. Bebek simbiyotik dönemde henüz tam olarak ayrılma bireyselleşmeyi tamamlayamadığından anneyi kendisinin bir uzantısı olarak görmektedir.

Geçiş Nesnesi

Geçiş nesneleri bu noktada bebeğe yardımcı olur. Bebek, psikolojik olarak nesneye annenin sakinleştirici özelliklerini aktarır, ve böylece anneden fiziksel olarak uzakken bile bu geçiş nesnesinin yardımıyla kendi kendini sakinleştirebilir. Bebek nesnenin anne olmadığının farkındadır, bu yüzden nesneye olan yakınlığı nedeniyle kendi kimliğini tehdit altında hissetmez.

Görsel Sanat Psikoterapisi

Yaratıcılık ve Delilik

Michel Foucault, “Deliliğin Tarihi” isimli eserinde deliliğin yalnızca biyolojik bir olgu değil, sosyo-kültürel bağlamda kişilere toplum tarafından kontrol edilmekte zorlandıklarında verilen bir etiket olduğu konusunda tartışmıştır. Thomas Szasz ise “delilik cidden var mıdır” üzerine ruhsal hastalık kavramını tamamen reddeden bir görüş ortaya atmıştır. Ona göre bu kavram bireyleri toplumdan sapma konusunda kontrol etmek için ortaya atılan bir olgudur.

boş sandalye

Kendi Başına Kalma Kapasitesi

Yalnız kalma kapasitesi gelişmemiş bir birey sürekli ötekinin varlığına ihtiyaç duymaktadır. İhtiyaç duyulan nesnenin varlığı haz ilkesinin doyurulduğu bir süreç başlatırken birey nesnenin uzaklaşması gereken her anda terk depresyonunu tatma eğiliminde olabilmektedir. Bu ise yalnız kalmaktan kaçınma, nesneye bağımlı olma ve durmaksızın ötekinin varlığına ihtiyaç duyma gibi durumları doğurabilmektedir.

Yok Olma Anksiyetesi

Yok olma anksiyetesi bireylerin varoluşunun sonlanacağına, dünyadan silinip gidivereceğine dair yaşadıkları bir anksiyete çeşididir. Aslında Thanatos’a karşı bir başkaldırı olarak da ifade etmek mümkün olabilmektedir. Kişi travmanın getirdiği yıkım dürtülerinden korunmak için çok sayıda semptom göstermeye başlamaktadır. Travma Sonrası Stres Bozukluğu, anksiyete krizleri, mide bulantısı ve dehşet kaynaklı felç geçirme bu semptomlardan bazıları olabilmektedir.

psikohelp, psikolog

Narsisistik Kendilik Bozukluğu’nda Aynalama

Narsisistik hastayla yapılan tedavide yorumlamayı mümkün kılabilmek için izlenen yöntem kişinin duygulanımına karşı aynalama göstermek olacaktır. Terapist narsisitik hastanın ilk önce acısını aynalamalıdır. Bu yöntem terapötik ilişkiyi kuvvetlendirmede büyük önem arz etmektedir. Kişi, terapist tarafından empati kurulabildiğini ve anlaşıldığını bilmeye ihtiyaç duymaktadır.

Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu

Sezgisel Yeme Davranışı

Bireyler için ana konu sezgisel yeme davranışı için aç olduğunda yemek yerken doyduğunda yemek yemenin bırakılmasıdır. Fakat herhangi bir fiziksel kronik rahatsızlık söz konusu olmamaktadır. Bir kişi sezgisel yeme davranışında bulunmadığında yemek yemeyi sonlandırdığı an duygusal doygunluğa ulaştığı an olmaktadır. Fakat sezgisel yiyen kişi vücudunun verdiği sinyalleri dinlemekte ve buna göre hareket etmektedir